Türk sinema, dizi ve tiyatro oyuncusu Turgay Tanülkü, halka daha yakın rolleri tercih ettiğini belirterek, sokaktan gelen rollerin hoşuna gittiğini, oyunculuk seçeneklerinde bunun önemli olduğunu söyledi.
10.Malatya Uluslararası Film Festivali kapsamında kentteki bir otelde düzenlenen ‘Sinemada Bir Ses’ konulu söyleşiye katılan Tanülkü, tiyatro kökenli olduğunu ifade ederek, “Benimkisi cezaevinde başlayan bir tiyatro. İnsana en yakın olan noktada tiyatro yapıyorsunuz. Hayatı yakalayabilmek, acılarımı törpüleme adına sanatla buluştum. Sonra da yaşamak ve yaşatmak adına çalışmaya devam ettim. Esas amacım; oradan yetişen çocuklar sokak ve kendi çocuklarımız benim derdim. Oyunculuk seçeneklerimde rolüm halka ne kadar yakınsa, o benim rolüm oluyor. Fiziki olarak yapım veya görüş anlamında bir patronu oynayamam ama sokağı bilirim. Sokaktan gelen roller hoşuma gider” dedi.
Tanülkü, kendisine yöneltilen “Bir dizide canlandırdığını ‘Şahin Ağa’ karakteri çok beğenildi. Bunun sebebi nedir?” sorusuna, “Şahin Ağa, üzerimize bir kılıf gibi geldi. Tabii yabancısı olmadığım bir roldü. Cezaevinde bir sürü ‘Şahin Ağa’ var, ben tanıdım. Onların hayatlarındaki dokunuş veya toplumsal sıkıntılar vardı. Şimdi etrafta mafya var, o zaman kabadayılık vardı. Kabadayı hiçbir zaman zulmedici değildi, birleştiriciydi, ekmek verendi. Rahmetli Erol Taş’ı anmak isterim. O da kendi bulunduğu muhitte bir kabadayıydı ve rolleri kötü rol olsa da kazandığı parayla bir sürü evlada bakıyordu. Ana destur oydu. Şahin Ağa sevildi çünkü o karakterde yalan yok, bütünleştiricilik var. Kavgaya karşı çünkü kendi özünde yaptığı kavgaların cezasını, cezaevinde 30 yıl yaşamış. Bu insanların örneklerini Ulucanlar ve Sinop’ta tanıdım, onlarla bir bardak çayın etrafında toplandık. O bir bardak çayın dibindeki sıcaklık, ana sıcaklığıdır. Onun için annelerimizi özlediğimizde bardağı avucumuzun içerisine oturtuyoruz. Bu felsefeyle gidince roller bize göre farklı bir anlam taşıyor” cevabını verdi.
Tanülkü, pandemi sürecinin tiyatro ve sinema sektörünü etkilediğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Sinema sektörü sekteye uğradı. Sadece oyuncular için konuşmuyorum, sette çalışan insanlarımızda var. Tabii onların gelirleri kesildi. Aileleri, kiraları vardı, onların ayakta durabilmeleri gerekiyordu. Dolayısıyla bazı oyuncular kendi aramızda toplantılar yaptık, onlara destek olmaya çalıştık ama o kadar gücümüz yetmez. Esas sıkıntıyı yaşayan setteki insanlardı. Bana göre, setteki çaycı yönetmen kadar önemlidir. O sıkıntıyı bütün hepimiz yaşadık.”
FERDİ DURDU/ ERTV HABER MERKEZİ