TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu Başkanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, 916 sayfalık rapordaki önerileri arasında, anlaşmalı boşanmalar varsa ayrılık süresinin uzatılmamasını ve 3 yıllık fiili ayrılık süresinin 1 yıl olarak değiştirilmesinin de yer aldığını söyledi.
TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Araştırılması Komisyonu Başkanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık katıldığı bir televizyon programında Dicle Canova'nın konuğu oldu. TBMM genel kurulunda görüşülüp kabul edilen 916 sayfalık kadına yönelik şiddetin araştırma raporunun ayrıntılarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çalık, "Bu raporumuzda 17 ana başlık altında 42 tespit ve 547 öneriye yer verildi." dedi.
Savaşların İlk Mağduru Hep Kadınlar Oluyor
Rusya-Ukrayna savaşında en büyük mağduriyeti kadın ve çocukların yaşadığını ifade eden Çalık, “Dünya çok büyük bir imtihandan geçiyor. Hele de savaşlar kadın ve çocuklarımızı etkiliyor. Savaşların ilk mağduru hep kadınlar oluyor. Ukrayna-Rusya savaşında ilk günden buyana yaşananlar içimizi acıtıyor. Bir kadın ve anne olarak yaşanan tüm savaşların son bulmasını istiyorum. Sadece Rusya-Ukrayna değil, dünyadaki tüm savaşların sona ermesini istiyoruz. Türkiye’de, Suriye’den gelen 4 milyon sığınmacı var. Suriye'de yaşadığımız travmalar, Afganistan'da, Filistin'de, Yemen'de, Mali'de yaşanan savaşların her daim ilk mağdurları kadınlar oluyor. Ve sivillerin hayatlarını yitirmiş olması, kadınların ve çocukların hayatlarını yitirmiş olması da yüreğimizin en büyük yarası. Vatanlarından göç eden insanlar kadar hayatını kaybeden insanlar yüreğimizi acıtıyor” dedi.
Türkiye Açısından Bir Diplomasi Başarısıdır
Milletvekili Çalık, Türkiye'nin ara buluculuğu ile Antalya'da gerçekleştirilen Rusya-Türkiye-Ukrayna üçlü dışişleri bakanları toplantısıyla ilgili, “Antalya’daki toplantı, Türkiye açısından bir diplomasi başarısıdır. Türkiye’nin aracılığıyla savaşın son bulmasını temenni ediyorum. İnşallah Türkiye arabuluculuğuyla burada yaşanılan savaşın son bulmasını canı gönülden temenni ediyorum. Hiçbir kadının gözyaşı bırakın kanının dökülmesini, gözyaşının dökülmesini dair istemiyorum. Hiçbir kadına şiddet uygulanmasın, hiçbir kadın, çocuk, yaşlı, engelli şiddete maruz kalmasın derken savaşın ortasında kalan kadınları, çocukları ve canları görünce çok üzülüyoruz. Allah hiç kimseyi vatanından etmesin. Savaşın hiçbir kazananı bugüne kadar olmamıştır. Maalesef üzüntüyle söylüyorum en büyük kaybedenleri de kadın ve çocuklar. Yine onlar üzerinden söylenen dil, kullanılan dil maalesef herkesin sorunlu dili düşünerek kullanması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Sözleşmesi'nden Neden Çıkıldı?
Milletvekili Öznur Çalık, Canova’nın ‘İstanbul Sözleşmesi’ ile ilgili yönelttiği soruya; “Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok büyük bir devlet. Kadına yönelik şiddet hiçbir sözleşmeyle başlamadı, bitmeyecek. Biz, 2002 yılından itibaren kadının güçlendirilmesi, kadına yönelik şiddetin önlenmesiyle ilgili çok önemli yasal düzenlemeler yaptık. Sadece yasal düzenlemelerle kalmadık idari yapımız da merkezi yapımız da çok ciddi manada güçlendirdik. Anayasa’da 2004 yılında 10. maddede yapmış olduğumuz değişiklikle “kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir” dedik. 2010 yılında anayasada yapmış olduğumuz değişiklikle “kadınlara yapılan pozitif ayrımcılık eşitlik ilkesine aykırı değildir” dedik. 2006 yılında çıkarmış olduğumuz Başbakanlık Genelgesi çok önemliydi. O genelgenin içeriğine baktığınızda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kadına yönelik şiddetle mücadelenin bir devlet politikası haline getirildi. Biz kadına yönelik şiddetle mücadeleyi sözleşmeden çok önceden başlattık. Bu vesileyle özellikle kadına yönelik şiddetle ilgili söyleyeceğimiz cümle, kadına yönelik şiddetle mücadeleyle ilgili hiçbir hukuki metine tek başına indirgenemez. Çünkü kadına yönelik şiddet sadece yasal ve hukuki tedbirlerle veya idari tedbirlerle olmaz, topyekûn bir mücadeleyi gerekir” cevabını verdi.
Çalık, “Bütün kadınlarımız emin olsun, Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi kadınlarımızın en büyük güvencesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Kadınlar özeline baktığımızda yasalarımız kadınlarımızı çok ciddi manada koruyacak vaziyette. İstanbul Sözleşmesi'ni Avrupa'da 47 ülkeden 34 tanesi imzalamış. Avrupa üyesi ülkenin Rusya ve Azerbaycan hiç imzalamamış ve onaylamamış. 11 ülke imzalamış, onaylamamış. Ülkesinde hayata geçirmemiş. İstanbul Sözleşmesi'ni Avrupa'da 47 ülkeden 34 tanesi imzalamış. Avrupa üyesi ülkenin Rusya ve Azerbaycan hiç imzalamamış ve onaylamamış. 11 ülke imzalamış, onaylamamış. Ülkesinde hayata geçirmemiş. Polonya'da şu an çekilmeye yönelik çalışlar var. Çalışmalar İstanbul Sözleşmesi'ne bağımsız 2002'den itibaren başlatmış olduğumuz kadına yönelik şiddetle mücadelenin çok daha etkin bir şekilde devam etmesi ve kadının yaşayacağı her türlü mağduriyeti ortadan kaldırma çalışmasıydı. Geniş kapsamlı bir komisyon çalışması yaptık.” dedi.
Raporu Hazırlarken Her Kesimi Dinledik
Milletvekili Çalık, kadına yönelik şiddetin bir insan hakkı ihlali olduğunu ifade ederek, “Bizim kadim kültürümüz, medeniyetimiz insana şiddeti tamamen reddeder. Kadınların var olduğundan itibaren erkeklerle eşit haklara sahip olduğunun altını çizerek hem inancımız hem medeniyetimiz bunu net bir şekilde kadına gösterilmesi gereken sevgi, saygıyla birlikte. Eşlerin birbirlerine karşı tavır ve davranışları hoşgörüleri dahil olması üzere bizim hem inancımız da hem medeniyetimizdedir. Çok örnekleri var. Önerilerimize dönük komisyonumuzun yaklaşımıyla 9 Mart 2021'de Meclisimizde kuruldu. Şunun altını çizmem lazım... Komisyonumuza Aile Bakanımız 2 kez geldi. İçişleri Bakanımız geldi. Adalet Bakanımız geldi ve Milli Eğitim Bakanımız geldi. Bu sorun toplu bir şekilde çözülmesi ve bakılması gereken bir sorun dedik. Kurum, kuruluşlar ve akademisyenler, sivil toplum örgütleri, destek örgütleri herkesi dinledik. Şiddet mağdurlarını ve şiddet faallerini de dinledik. Dolayısıyla elde etmiş olduğumuz rapor her tarafı dinleyerek, gözlemleyerek edinmiş olduğumuz tespitleri rapor edilmesi haline dönüştü. Ve yapmış olduğumuz çalışmalarda da önerilerimiz içinde 17 başlık olduğunu söyledik” dedi.
İyi Hal İndirimi Tamamını Kapsamalı
Raporda 42 tespit ve 547 öneriye yer verdiklerini ifade eden Milletvekili Çalık, “Birincisinin ve en önemlisinin ben farkındalık olduğunu düşünüyorum. Ne kadar mevzuatsal değişiklik yapsak da ne kadar yasal düzenleme yapsak da kadına yönelik şiddetin insan hakkı ihlali olduğunu ve toplumu tamamen sarstığını insanların birbirine olan güvenini ortadan kaldırdığını, kadının erkeğe erkeğin kadına ve ailenin birbirine güvenin yitirildiğinin altını çizerek farkındalık ve zihniyet dönüşümünü yapılması gerektiğini ve bunu her kademe için tüm toplumun disiplinlerine bireylerden, kurum ve kuruluşlara kadar herkese önerdik. Mevzuatsal değişiklikler önerdik. Özellikle yapılacak olan mevzuat değişiklikleri için sayın Cumhurbaşkanımızın da dile getirmiş olduğu iyi hal indirimi, atılacak olan önemli adımlarda. Adalet Bakanımızla yapmış olduğumuz toplantılarda kadına yönelik şiddette hedefimiz sıfır şiddet ve sıfır can kaybı. Bu vesileyle kadına yönelik şiddet niteliği taşıyan, şiddetin en vahim hali cinayetle sonuçlanan vakalarda bütün iyi hal indirimini kaldırılmasını... Öncesinden eşeydi boşanmış eşe diye dahil ettik. Şimdi kadına yönelik şiddet yaşandığı andan itibaren iyi hal indiriminin tamamını kapsasın istiyoruz. Israrlı takip yada tacizde geçerli. İyi hal indirimi özellikle toplumda çok ciddi manada bir yürek yarası. İnfazdan kaynaklanan sonra denetimli serbestlik ve arkasından iyi hal indirimiyle birlikte 27 yerinden 30 yerinden 60 yerinden yaralanan kadının failinin dışarıda dolaşması tüm toplumda çok ciddi manada rahatsızlık veriyor. Bu vesileyle kadına yaşatılan şiddetin cezasız kalmaması adına atmış olduğumuz gerek Adalet Bakanımız önceki dönemde de çalışılmış bir konu olarak iyi hal indirimini tamamen komisyonumuz gelen bütün aktörleri tarafından, sivil toplum örgütleri temsilcilerimiz tarafından dile getirilmişti. Yapılacak olan çalışmalarda ailenin güçlendirilmesi evlenecek çiftlere yönelik eğitimlerin verilmesi de bununla ilgili düzenlemelerin yapılması da taleplerimiz içerisindedir” dedi. “Anlaşmalı boşanmalar varsa ayrılık süresinin uzatılmamasını istedik” diyen Çalık, sözlerini şöyle tamamladı: “Sürenin kısaltılmasını; 3 yıldan 1 yıla indirilmesini istedik. Anlaşmalı boşanma varsa ve tekrar bir araya gelme söz konusu değilse sürenin uzaması travmaya neden olabiliyor. Ve yeni bir hayat kurmak isterken sorunlar ve sıkıntılar yaşanabiliyor. Çekişmeli boşanmalarda da kadın ve erkek açısından boşanma ve mal paylaşımı ayrı olsun istedik.”