Malatya Dernekler Federasyonu (MADEF) tarafından düzenlenen 3. Geleneksel Malatya Tanıtım Günleri etkinliğine katılan gazeteci Fuat Kozluklu ile Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Özdemir ERTV’de yayınlanan Güne Bakış programına konuk olarak samimi açıklamalarda bulundu.
Gazeteci Fuat Kozluklu ve Kalp uzmanı Prof. Dr. Ramazan Özdemir, Malatya Tanıtım Günleri Etkinliğinde ERTV’nin konuğu oldu.
Hülya Kaya’nın sunduğu Güne Bakış programına katılan Özdemir ve Kozluklu, meslek hayatlarından Malatya’ya kadar birçok konuda samimi açıklamalarda bulundu.
Fuat kozluklu, Prof. Dr. Ramazan Özdemir ile Malatya Fatih Lisesinden sınıf arkadaşı olduğunu ifade ederek, Özdemir’in kendisinin kalp kardeşi olduğunu belirtti. Kozluklu, “Ramazan Özdemir ile 1981’de tanıştık. 12 Eylül darbesinden 1 ay önce ben Malatya’ya geldim. Fatih Lisesine başladım. Kendisi beni kanatlarının altına aldı diyebilirim. O günden beri kendisini tanıyorum. Kardeşinizi seçemiyorsunuz ama kalp kardeşinizi seçiyorsunuz. Kalp kardeşliği bence daha önemli bir şey. Kendisi benim her zaman kalp kardeşim” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Ramazan Özdemir de Fuat Kozluklu’nun ilerde iyi bir gazeteci olacağının lise yıllarından belli olduğunu kaydederek, Fuat Kozluklu’yu kardeşi gibi sevdiğini aktardı.
Fuat Kozluklu ile lise yıllarında hep beraber olduklarını kaydeden Özdemir, “Fuat’ın ilerde büyük bir gazeteci olacağı belliydi. Fotoğraf makinasını elinden hiç düşürmezdi. Çok güzel konuşması vardı. Tarih hocamız ve edebiyat hocamız bir şey okutacaksa Fuat’a okuturdu. Hitabeti çok güçlüydü” dedi.
Adnan Oktar’ın örgütlenmeye başladığı yıllarda örgüte gizlice sızdığını ve kirli örgüt ile alakalı edindiği izlenimleri kitap haline getirdiğini aktaran Kozluklu, örgüt ile ilgili yargıda devam eden davayı takip ettiğini söyledi.
1985’in son günlerinden Adnan Oktar örgütüne sızdığını belirten Kozluklu, “Adnan Oktar o dönemde mütedeyyin görünümlü biriydi. 20 yaşımda girdim aralarına ve 2. buçuk ay kaldım. Girdikten sonra bu adamın hoca felan olmadığını gördüm. Her zaman da söylüyordum bu adam hoca felan değil diye. Sonra orda edindiğim bilgileri kitaplaştırdım. Kitabın adı da “Kod adı: Sapkın” Bunların sapkın bir yapı olduğunu bilen ve inatla üstüne gitmiş Mine Kırıkkanat, Fatih Altaylı, Mustafa Erdemoğlu gibi önemli isimler de var. Bu 3 üçü de bunların pisliğini ortaya dökmek için çaba sarf etmişlerdir ancak kitabı yazmak bana nasip oldu” ifadelerini kullandı.
Kitapta, örgütün yaptığı sömürüleri ve sapkınlıkları anlattığını dile getiren Kozluklu, “Bunlar 16 yaşındaki çocukları tuzağa düşürerek ailelerinden koparıp onların hayatlarını karartmış bir örgüttür. Ben bunlara karşı mücadele verdim. Bu mücadele benim aileme bırakabileceğim tek servettir. Benden sonraki aile bireylerim, tanıdıklarım adım geçtiğinde başını önüne eğmiyorsa başarılı olmuşsunuzdur” ifadelerine yer verdi.
Kayısının Malatya için çok önemli olduğunu kaydeden K ozluklu, kayısının daha gelişmesi ve katma değerlini artması gerektiğini ifade etti.
Kozluklu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Kentin 300 milyon dolarlık bir ekonominse hitap ediyor kayısı. Siz kayısıyı mahvediyorsunuz. Kayısı festivali niye ertelendi? Bırakın film festivalini. Kayısıya dönün onu daha da geliştirin. Değerini artırın. Malatya’nın merkezinde mesela kayısı ağacı yok. Kayısı Malatya için bir hediye, güneşin altın yumurtası. Buna önem vermelisiniz.”
Prof. Dr. Ramazan Özdemir ise, Malatya’nın hafızasını ve dokusunu koruyarak gelişmesinin çok önemli olduğunu ifade ederek, “Benim en büyük haylim şu. İnşallah bir gün olur. Bu konuda Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan’nın çalışmaları var. Şire Pazarının, demirciler pazarının eski haline döndürülmesi curcunadan çıkarılması lazım. Malatya’ya gelen bir kişi nereyi görmek istiyor? Malatya’nın hafızasını görmek istiyor. Mesela şire pazarında kayısı almak istiyor. Bir bayan tek başına o şire pazarına gidebilmeli. Öyle bir ortam olmalı. Oranın çok güzel değerlendirilmesi Malatya’nın hafızasının oluşması noktasında çok önemli” diye konuştu.